Lozan Antlaşması etkinlikleri

İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi'nde (APİKAM) Lozan Antlaşması'nın 98'inci yıl etkinlikleri kapsamında bir sergi ve bir söyleşiyle düzenlendi.

APİKAM'ın bahçesinde düzenlenen etkinliklerin ilkinde "Tam Bağımsızlık ve Lozan" adlı serginin açılışı yapıldı. Birinci Dünya Savaşı'ndan, Lozan Antlaşması'nın imzalandığı 24 Temmuz 1923 tarihine kadar olan süreci aktaran sergiyi İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Prof. Dr. Suat Çağlayan ile Tarihçi ve Yazar Sinan Meydan birlikte açtı. 
Prof. Dr. Suat Çağlayan, Lozan Antlaşması'nın Türkiye Cumhuriyeti için önemine vurgu yaptı ve serginin hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti. Çağlayan, şunları söyledi:
"Lozan Antlaşması'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi olarak kabul edilmesi doğrudur. Ancak tarihsel süreçleri ele alırken öncesi ve sonrası da mutlaka değerlendirilmelidir. Bana göre Lozan Antlaşması'na giden yolun ilk adımı da Sivas Kongresi'dir. Genç Tıbbiyeli Hikmet'in manda ve himayenin kesinlikle reddedilmesi gerektiğini haykırmasının ardından Mustafa Kemal Paşa'dan aldığı cevap milli mücadelenin yolunu belirlemiştir: 'Ya İstiklal, ya ölüm!' İşte burada yanan bağımsızlık ateşi, Türk milletine önce Kurtuluş Savaşı zaferini getirdi, ardından bu zafer Lozan Antlaşması ile taçlandırıldı. Herkesi sergiyi görmeye davet ediyorum."

-Söyleşi

Ziyaretçilerin sergi alanını gezmesinin ardından Sinan Meydan'ın katılımıyla "Tam Bağımsızlık ve Lozan" söyleşisi salgın tedbirlerine uyularak yapıldı. Tarihçi ve Yazar Sinan Meydan, sözlerine Lozan'ı tekrar tekrar hatırlatan etkinliklere imza atan İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne teşekkür ederek başladı. Tarihi doğru öğrenmenin ve aktarmanın, Türkiye'nin içinde bulunduğu süreç açısından çok ciddi öneme sahip olduğunu ifade eden Sinan Meydan, şunları kaydetti:
"Tarih, değiştirilmeye çalışılıyor. Bugüne kadar belgelere dayandırılarak yazılan tarih, tahrip edilerek farklılaştırılıyor. 'Yeni Türkiye' denen kavram, yazılan 'yeni tarihin' üzerine inşa edilmek isteniyor. Bunun için yoğun çaba sarf ediliyor. Televizyonlarda 'profesör' unvanlı kişiler, tarihi olayları değiştirerek yüzleri kızarmadan anlatıyor. Bir 'profesör', ekrana çıkıp 'Lozan hezimettir. İsmet Paşa orada Sudan'ı kaybetmiştir' şeklinde konuşarak insanları yanıltmaktan çekinmiyor. Sizden rica ediyorum. Amaca yönelik yapılan televizyon programlarını izleyerek tarih öğrenmeye çalışmayın. Ben de çıkıp anlatsam televizyondan tarih öğrenmeyin. Doğru kaynaklara ulaşın ve okuyun. Çocuklarınıza da anlatın. Ne yazık ki Milli Eğitim Bakanlığı'nın müfredatı değişti ve değinilmesi gereken pek çok konu ders kitaplarından çıkarıldı. Çocuklarımızın tarihimizi doğru öğrenmesini sağlayalım.''
Meydan, tarihin doğru öğrenilmemesi ve öğretilmemesi halinde yaşananları yorumlamakta eksik kalınacağını dile getirerek şöyle devam etti:
''Geçmişten ders çıkaramazsak, daha önce yapılan hatalara yeniden düşeriz. Örneğin; Türkiye, şu anda bir düzensiz göç dalgasıyla karşı karşıya. Yıllardır devam eden bu göçlerin sonucunda Türkiye'de bazı şehirlerimizin demografisi değişti. Bakın, demografi çok önemlidir. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Osmanlı Devleti temsilcilerinin imzaladığı, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının ise yırtıp attığı Sevr Antlaşması'nda bizi Orta Anadolu'da sıkışmış bir kara devleti hâline getirmek istediler. Emperyalistler, kuzeyde Pontus, doğuda Ermeni, güneyde Kürt devletleri kurarak tüm Anadolu'yu kontrol altında tutmayı hedeflediler. Bu devletleri kurdurtmak için de demografik durumu öne sürdüler! Şehirlerde çoğunluk olan nüfusun egemen olması gerektiğini dayatmaya çalıştılar. Günümüzde, güney bölgelerimizde Türk nüfusun göçmen nüfustan az olduğu kısımlar var. Demografik yapının bilinçli olarak değiştirilmesi tehlikelidir. Bunun farkında olmak zorundayız. Demokrat Parti iktidarı, siyasi rakibi olan İsmet Paşa'nın tüm yurtta 'Lozan Kahramanı' olarak anılmasından rahatsızlık duydu. Bu nedenle Lozan Bayramı'nın kutlanması yasaklandı. Sonra unuttuk, gitti. Lozan Bayramı'nın yerine Basın Bayramı konuldu, Hatay'ın anavatana katılması kutlamaları konuldu. Bir milli bayramı gölgelemek için yerine başka bayramlar koymak... Ne kadar benziyor değil mi bugün yaşadıklarımızla? Lozan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapu senedidir. Onurlu bir antlaşmadır. Zaferdir. Hezimet kısmı da vardır ama İngilizler için hezimettir. Lozan Antlaşması'nın imza edilmesinin ardından İngiltere Parlamentosu, bu antlaşmayı uzun süre onaylamamıştır. Çünkü İngilizler, Lozan'ı büyük bir hezimet olarak görmüşlerdir. Böyle olduğunu o günlerde yayımlanan İngiliz gazetelerine baktığınızda görebilirsiniz. Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü, İsmet Paşa'mızı, tüm kahramanlarımızı rahmet ve saygıyla anıyorum."